Zorbalık nerede yeşerir?
Zorbalık meşru görülen bir iletişim biçimi olduğunda sonu karanlık bir yola çıkıyoruz. Çünkü zorbalığa uğrayanlar arasında zorbalaşan çocukların da çok olduğunu görüyoruz. Ne yazık ki ruh sağlığı en çok bozulan da bu çocuklar oluyor. Bu arada, zorbalık yapanların (daha önce zorbalığa uğramamış olanlarının) ruh sağlığında özel bir bozukluk olmadığına dair bilgiler var. Bir önemli nokta, okullarda zorbalık yapan çocuklar öğretmenler ve yöneticiler gözünde makbul ve “efendi” çocuk olabiliyorlar. Ev ortamlarında da dikkatli olmalıyız: Kardeşine kötü davranan çocukların kardeşini ezmesine izin verdiğimizde ev içindeki zorbalığa (büyüğe sorumluluk veriyoruz görüntüsünde) hoşgörüyle bakmış oluyoruz.
Zorbalığın özünde ne var? Eşitsizlik var. Okullarda büyük yaş – küçük yaş eşitsizlikleri var, büyük sınıf – küçük sınıf eşitsizlikleri var. Engeli olan çocuk – engeli olmayan çocuk eşitsizliği var. Birçok sebeple geçici veya kalıcı olarak dezavantajlı durumda olan çocuklar en çok ve en sık zorbalık hedefi oluyorlar. Bu yalnızca bir emniyet ve güvenlik sorunu değil. Bu sadece bir psikolojik sorun da değil. İnsanların birbirine iyi davranmayı bir norm olarak görmemesiyle ilgili bir şey. Birbirimize iyi davranmanın bir norm olarak görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Birbirimize iyi davranmak iyilik yapmakmış gibi görüldüğünde, iyi olmak ekstradan bir hizmet haline dönüşüyor adeta.
Zorbalığa tanık olan çocuklar nasıl etkileniyor?
‘Arada kalmak’ dediğimiz bir durum. Bizi ahlaki ve etik açıdan zor duruma düşüren şey bu. Toplama kamplarına dair anlatılanlara baktığımızda, oradaki insanların birbirine işkence etmeye, öldürmeye, dövmeye yönlendirdiklerini biliyoruz. Bazı insanlar bunu reddederek kendilerini öldürmüşler. Tanık olmak, zorbalığa aracı olmak insan onurunu çok ezici bir durum. Çocukların ise bu konuda dayanma iradelerinin bir sınırı var. Bu ortama imkân vermemek biz yetişkinlerin görevi. Onların seyirci olduklarında bile ciddi etik ikilemlerde kalmasına sebebiyet verecek koşulları engellememiz gerekiyor. Aksi takdirde, dediğiniz gibi, seyirci olduklarında ve mecburen seyirci kaldıklarında bile, ruhsal olarak inciniyorlar.
*Meral Danyıldız’ın BirGünPazar için sorularına yanıtlardan