Gazete anketlerine verdiğim cevaplara pek dikkat etmem; doğru cevap veririm, kıvırtmam, ama doğuracaklarını pek düşünmem. Gençliğimden en etkilendiğim roman deyince aklıma gelmiş olan, belki de sahiden en etkilendiğim, en azından öyle hatırladığım Narziss ve Goldmund’a ilişkin yorumu okuyunca, beğendiğim bu muydu diye düşündüm. Romanda beni etkilediğini hatırladığım usta-çırak ilişkisine yorumda değinilmemiş. Goldmund’a kahraman olarak sempati duymuş olmam, başını alıp gidebilir bir genç olmasında bence. “Psikiyatrist Yankı Yazgan’ın kahramanı Hermann Hesse’nin Narziss ve Goldmund romanından Goldmund. Kitabın başkahramanı Goldmund hayli ilginç bir karakter. Arkadaşı Narziss’le bir manastırda dini eğitim almakta olan Goldmund, okuldan kaçtığı bir gün, ormanda gezinirken çok güzel bir kızla karşılaşır. Kızın onu öpmesinden sonra hiçbir zaman bir rahip olamayacağını anlar. Sonuçta Katolik Manastırı’nı bırakıp, “hayatın anlamını” aramaya koyulur. Çalışkan ve başarılı, temelinde Tanrı öğretisi bulunan akıl yürütmelere yürekten bağlı bir karakter olan Narziss’e taban tabana zıt biri olan Goldmund, aslında öğrencilik yıllarında da zaman zaman tutarsız düşüncelerle özgürlüğe yönelmiş bir karakter. Ortaçağ Almanya’sında geçen romanda daha önce kendini bile tanımayan, sadece Narziss’in söyledikleriyle yaşayan Goldmund’un kimliğini bulmasında ve hayatın anlamını aramasındaki itici güç olan kadın ve cinselliği kapsayan günah olgusunun beraberinde getirdikleri özgürlük okuyucunun aklında yer etmiştir.”