Televizyon maceralarımı yazmalıyım artık 🙂
Nasıl olsa medyatik olmak sıradışı bir durum olmaktan çıktı; bir dönem TVde olmayı günah olarak gören herkes en nihayetinde kendisine de bir kapı gösterildiğinde balıklama dalınca, sivrilik azalmış oldu. olay demokratize oldu:)
bir kadın bir erkek sunuculu (sayısız sunucu değişikliği oldu) bir programa herhalde 7-8 yıl önceki bir katılışımda, sunucuyla daha önceden tanışıklığımız hakkında (ekranda) bir sohbet başladı.
ancak kafa karışıklığı ve bellek azizliği sonucunda, ikimizin aynı ilkokula gittiğini (‘ben Yankı’yı ilkokuldan tanırım, aynı okula gittiydik’) söyleyince..
diğer sunucu, ‘hangi okuldu?’ demesin mi? bana dönüp, tabii.
çıt yok bir süre. ilkokul arkadaşımı da milyonlaırn önünde bozmak istemiyorum, haliyle…
‘işte canım, ne güzel ilkokuldu’ filan diye geveledim.
sunucunun programına bir daha gitmedim, daha doğrusu davet edilmedim. ilkokula beraber gitmemiş olmamızın ortaya çıkması, bir ilkokul arkadaşının tam bulunmuşken kaybedilmesi etkili oldu herhalde:)