1983’te başladığım hekimlik zorunlu hizmetine 1984 yılında 16 ay zorunlu askerlik arası vermiştim. Sonra devam etmek üzere, tabii. 1983-87 arasını nereden kaynaklandığını bilemediğim değişik zorunlulukları yerine getirerek geçirdim.
1984’e dönelim. Doktorların askerliklerinin 2 aylık ‘acemi’ eğitimini (o dönemde) yaptıkları Etimesgut’tayken haftasonları izinli çıkabildiğimde nasıl tanıştığımı hatırlamadığım birkaç arkadaşın çıkardığı Gençlik ve Toplum dergisine katkıda bulunmaya başladım. dergiyi iletişim yayınları çıkartmaktaydı, Mehmet Şenol ve Tanıl Bora da içeriğini yönetmekteydiler.
Bir türlü tam sonuca ulaşmamış heveslerimden ‘çizgili makale’ olarak hazırladığım ‘doktorunuz diyorMUŞ ki’ iki sayı yayımlandı. Sonrasında ne oldu, inanın hatırlamıyorum. basit cevap, Kıbrıs’a tabip asteğmen olarak gittim, ve her şey bir yana savruldu. Askerlik hatıralarımı ayrıca yazarım. Konudan sapmayayım,
aşağıda gördüğünüz çizgi makaleleri temel özgürlüklere düşmanlığın tırmanışta olduğu bugünlerde tekrar masaüstüne çıkarmak hazin bir durum, ama burası böyle. 30 yıl önce genç bir doktorken 30 yıl sonra özgür bir ülkede yaşayacağım umudu ve parçası hissettiğim topluma bir katkıda bulunma hissi beni zorunlu zorluklara dayanıklı kılıyordu.
Bugünkü gençlerin de dayanmak için daha güçlü gerekçeleri olacak.
doktorunuz diyorMUŞ ki, doğum kontrolunu sağlayan araçların cinsel özgürleşmeyi sağlayacağını muştulayan Freud’a atıflar içeren, bir yandan gençlere ne var, ne yok onu anlatmaya çalışan safça diyemeyeceğim bir çizgi metin. Kopyadan okuyup görebilirseniz geri bildiriminizi esirgemeyin.