Kısa, öz. Küfürlü söz kabalık sayılmakla birlikte, iletişim açısından yüksek değer taşır. Mesajı açık ve net bir şekilde iletmeye yaradığı için vazgeçilmezdir.
Örneğin, ‘lütfen dışarı çıkar mısınız’ dediğinizde karşınızdaki mesajınızı anlamadıysa bunu küfür sayılan bir başka sözle anlatmanız etkili olur. Karikatürlerde kelimeler konuşma balonlarında kalabalık yapmasın diye küfürün bolca kullanıldığı söylenir.
ekteki karikatürü yapalı 3-4 yıl oldu; konuşma balonundaki kelimelerden ‘türeyen’ kaba sözcük gündelik hayatta kullanmaktan hiç hoşlanmadığım sözlerden birisi olmasına rağmen burada tam yerine oturduğunu düşündüğüm için kullanmıştım. yine de bir süre ‘ayıp mı olur acaba’ diyerek elimde tuttum.
ortaya çıktığı bağlamı geçenlerde hatırlamak beni rahatlattı: sınıf ayrımlarını burnumuza sokan durumlar, özellikle belli bir statüye hasbel kader ulaşmış kişilerin bu statülerini her vesileyle bize hissettirmeleri içimizdeki isyancıyı ayaklandırmaya yeter. uçaklardaki business class, eskilerin vapur ve tren mevkilerinden pek de farklı olmaksızın, satın alınabilen bir rahatlığı temsil eder. isteyen para biriktirir, isteyen mil, bir biçimde kapağı business’e atabilir.
VIP ise bu anlamda biraz daha garip bir üstünlük simgesi haline gelmiştir. satın bile alamadığınız ama nasıl elde edildiği ya da edileceği daha gizemli veya erişilmez yollarda gözüken bir ‘statü’dür. politikacılara, magazinel sanatçılara ya da başka etkiliyetkililere yakın olmakla şişinen bir doktor arkadaşımla uzunca bir seyahatte kendisi businessten first class’a kendisini upgrade ettirtmekle (tanıdıklarına telefon ederek) yetinmeyip, gümrükte VIP’den gireceğini söyleyince, yanımdaki defterime bu çizgiyi karalamıştım. espri tam olarak benim değil, başharflerden değişik akronimler türetilmiştir yılalr içinde zaten; ama bu bağlama oturtma ‘şerefi’ bana ait oldu:)
kaba söz için özür; ama yerine uyduğunu düşünüyorum.
a dangerous method (türkçe’ye neden tehlikeli ilişki diye çevrildi ki?) filminde JUng ve Freud transatlantikle ABD’ye gitmek üzere transatlantike binerken, Jung kapıdaki görevliye valizini teslim eder ve üst kata yönelir. ne oldu gibisinden kendisine bakan Freud’a biletinin first class olduğunu hafif bir gülümseme ile belirtip karısının bileti ayarladığını mazeret olarak bildirir. freud’un bu davranışa tam ne anlam verdiğini yüzündeki bozulmuş ifadeden anlamaya gerek bile duymayabiliriz. aralarındaki yol ayrımının derinleşip kesinleştiği bir an olduğu açıktır.
not: filmin birkaç ayrı sahnesinde Jung çok zengin bir kadınla evli olduğunu zaman zaman belirtirken, Freud’un ortasınıf viyanalı apartman dairesinden şikayetlenmeyi de unutmaz.
melike
Emeğiyle,ürettikleriyle V.I.P. statüsü kazanmış olanlara hiçbir itirazım yok; aslında,”mutlak eşitliğe” inananlardan da olmadım hiçbir zaman.
Ama başka birçok değer gibi, “önemli” olmanın da içinin boşaltıldığı bugünlerde, karikatürünüzün çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. 🙂
Elinize sağlık…