Yaz tatilinin son haftalarına gelindi. 19 Eylül’de okullar açılacak ve yeni bir eğitim öğretim dönemi başlayacak. Bazı çocuklar tatil boyunca teknolojik aletlerin başında epey vakit geçirdi, geçirmeye de devam ediyor. Oysa Çocuk, Genç ve Yetişkin Psikiyatristi Dr. Yankı Yazgan’a göre, 3 yaş öncesi çocuklar elektronik medya ile tanıştırılmamalı. “Ebeveynler önce kendileri teknolojik cihazları doğru kullanmalı, örnek olmalı” diyen Psikiyatrist Dr. Yazgan, teknolojik cihazların kullanımının ödül olmaması gerektiğini de vurguluyor. Ayrıca ailelere, gençlere interneti yasaklamanın çare olmadığını ancak sınırları iyi çizmek gerektiğini hatırlatıyor.
– Çocukların teknolojiyle tanışma yaşı kaç olmalı?
İçerikler şimdiki gibi kalmayacak, bu sınırlar teknolojik olanakların içeriğindeki beklenmedik kazanımlarla değişebilir elbette, ama şimdiki uygulamalara bakarsak, 3 yaştan önce bu medyayla karşılaşmanın gelişim açısından vazgeçilmez bir yanı yok; dolayısıyla bir ihtiyaç olarak tanımlamıyorum. 3 yaş öncesi çocuklar TV, bilgisayar/tablet, cep telefonu gibi elektronik medya ile tanıştırılmamalı. 3-5 yaş arasında günde 1 saat, 5 yaş sonrasında günde 2 saat aşılmamalı. Belirgin kurallar getirilmeli.
– Günümüzde 1-2 yaşındaki çocuklar ağlayıp, huysuzlanınca eline telefon tutuşturuluyor. Bu doğru bir hareket mi?
Evlerine yorgun argın ulaşmış, kendi anne-babalarından daha fazla kazanan, ama onlardan fazla çalışıp yıpranan, kendinden ve hayatından bir türlü memnun olmayan anne babaların çocuklarına yetecek solukları olmadığında bu rahatlatıcıyı vermekten başka çareleri de kalmıyor. O zaman ‘uzman’ ne derse desin, bir gerekçe bulup tableti kaptırmamak en uygunu. Yanlış anlamayın, tablet ile geçen zamanı mutlak bir ziyan olarak gördüğümü söyleyemem. Özellikle yakın gelecekte tablet aracılığıyla yapabileceğimiz ve şimdiden hayal edemediğimiz birçok etkileşim olacağına, gerçek dünyada sonuçları olan, ekranda başlayıp ekranda bitmeyen bir medya olma özelliğinin artacağına inanıyorum.
– Küçük yaşta teknolojik aletlerle uzun süre vakit geçirmek gelişimsel bozukluklara yol açabilir mi?
Örneğin bazı araştırmalar çok fazla teknolojiyle ilgilenen 1-3 yaş grubundaki çocuklarda anneyle göz teması kuramama gibi rahatsızlıkların oluşabileceğini söylüyor… Her ne kadar birçok araştırma bulgusu -özellikle okul öncesi çağda- ekran başında geçen her dakikanın dikkat, öğrenme ve kendini kontrol becerisinden bir puan eksilttiğini, dil ve esnek düşünme becerilerine pek bir katkısı olmadığını ortaya koymuş olsa da, azıcık ucundan verilecek tablet zamanlarının 2 yaşından büyüklerde ölçülü bir zararı olduğunu söyleyebilirim. İki yaşının altında ‘toksik’ olduğu konusunda ciddi bir görüş birliği var; ben bu yaş sınırını şimdilik 3 olarak görüyorum.
– Daha büyük yaş grubundakiler bilgisayar ya da telefonla en fazla ne kadar vakit geçirmeli?
Ebeveynler bu konuda bir sınır koymalı mı? Çocuklara ilişkin her özgürlük düzenlemesinde, ayarlama ile yok etme arasındaki sınırı geçip geçmediğimizi nasıl anlayabiliriz? Benim ölçütüm, düzenlemenin kimi ‘rahat’ ettirdiği. Anne-baba uygulamadan rahat ediyorsa, çocuğu gözettiğinden emin olmak gerekiyor. Anne-babanın rahat etmesinden rahatsız olmuyorum, ancak deneyimlere baktığımda, kendi rahatımıza giden durumları çocuğa özgürlük ya da disiplin adına dayatmadığımızdan emin olmalıyız.
– Ebeveynler çocuklarını internetteki zararlı içerik, yanlış iletişim gibi konularda nasıl takip edebilir?
Ailenin interneti gençlere yasaklaması çare ve gerekli değil. İnternet ve cep telefonu kullanımını normal düzeye çekmenin en etkili yolu, küçük yaştan başlayarak aile tarafından konulan bütün sınırların net ve gerçekçi olması. Aileyle birlikte yapılan bir planlama sonucunda gün içinde internet ya da cep telefonu kullanımının ne zaman ve ne kadar süre olacağı belirlenebilir. Bu da gençlerin zamanlarını daha kaliteli kullanmalarını, teknolojinin olanaklarından ve olumlu etkilerinden daha fazla yararlanmalarını sağlar. Sorunlu içerik taşıyan web sitelerine erişimin engellenmesi bir çözüm değil. Bu direkt olarak sorunu çözmez. Belki erteler.
ÇOCUKLARA ‘HAYIR’ DEMEYİ ÖĞRETMELİYİZ
Sosyal medya hepimizin hayatında olduğu gibi çocuklarınkinde de önemli bir yer kaplıyor. Psikiyatrist Dr. Yankı Yazgan, sosyal medyanın yararı ya da zararını tartışmak yerine çocuklara ‘hayır’ demeyi öğretmenin çok daha faydalı olacağını belirterek, şunları söylüyor:
“Sosyal medyayı toptan ‘kötü’ ilan etmek hiç doğru değil; zira sosyal medya aynı zamanda bir dayanışma ve arkadaşlık aracı olarak kullanılabilir. Yaşadığımız bir olayı ilk anda ilginç veya paylaşmaya değer görebiliriz ancak biraz sonra aynı hissi taşıyıp taşımayacağımız sorusuna bir cevap bulmadan, ‘paylaş’ ya da ‘yanıtla’ dememeliyiz. Kendimize gerektiğinde ‘hayır’ demenin zorluğunu hepimiz biliyoruz. Çocuklarımızın bu beceriyi geliştirmesine yardım etmek, medyayı nasıl kullanacaklarını dışarıdan kısıtlamalarla öğretmeye çalışmaktan ya da sosyal medyanın yararı ve zararını tartışmaktan daha faydalı olacaktır.”
YARARLARI:
– Kendini ifadeye daha çok olanak verir.
– Bilgi paylaşımı kolaylaşır.
– Başkalarına destek olabilme imkânı sağlar.
– Diğerlerini anlama ve saygı göstermek için fırsat yaratır.
– Sosyalleşmek için alternatif yollar sunar.
RİSKLERİ:
– Mahremiyetin çiğnenmesi kolaydır.
– Yalnızlaşmaya sebep olabilir.
– ‘Uygunsuz’ şiddete, ırkçılık ve ayrımcılığa, dışlamaya yönelik içeriklerin rastgele yayılabilmesine fırsat verir.
– Reklam ve yanıltıcı bilginin kolayca yayılmasını sağlar.
– Hazıra alışma, ders çalışma zamanından çalmaya neden olabilir.
BUNLARA DİKKAT!
Psikiyatrist Dr. Yankı Yazgan, çok uzun süre teknolojik aletlerle vakit geçiren çocukların, farklı aktiviteler yapmaya nasıl ikna edileceğini ve sosyalleşmeleri için yapılabilecekleri şöyle anlatıyor:
– Ebeveynler önce kendileri teknolojik cihazları doğru kullanmalı, örnek olmalı. Örneğin sofrada, ailenin etkileşimine fırsat verilmesi gereken anlarda kullanmaktan kaçınmalılar.
– Diş fırçalamayı öğretir gibi teknolojik cihazların doğru kullanımını öğretmeli.
– Belirgin kurallar getirmeli. ‘Yemek sırasında telefon kullanmaya izin yok’, ‘Uykudan 1 saat önce kullanıma izin yok’ gibi…
– Odasında TV ve bilgisayar bulunmamalı.
– Telefon, iPad gibi taşınabilir cihazlar uyuduğu oda dışında tutulmalı.
– Aile üyeleriyle birlikte etkinlikler düzenlemeli. Konuşmak, şarkı söylemek, sinemaya gitmek, kitap okumak, birlikte spor yapmak gibi.
– Hobi edinmesi için teşvik edilmeli.
– Teknolojik cihazların kullanımı ‘ödül’ olmamalı.
– 13 yaş altındakiler için, sosyal medya hesapları erişkinlerin tacizinden ve diğer çocukların zorbalığından korunması için kontrol etmeli.
– Oynadığı oyunlar hakkında bilgi sahibi olmalı.