Baskın Oran tanıtımlarında da BASKIN kelimesi fazla önplana çıkıyor, ama ona da en samimi hitap şekli “Baskın hoca” olarak tutundu; ama, kendisine ilişkin bloglarda gördüğüm eleştirilerden başlıcası da, “üniversite hocası gibi konuşuyor” olması. Baskın Oran’ın ne hocası olarak konuşacağını belirtmemiş bu blogcu ! Toplumumuza yaranmak, daha doğrusu kendini beğendirmek, hele muhalif olma sebebi kronik huysuzluktan ibaret olan kesimlerin “hoşuna gitmek” zordur; insanı canından bezdirir.
Siyasette yakınlık çağrıştırıcı hitap ya da anma şekli tam ne zaman başladı bilemiyorum. Samimi üslup siyasete değişik biçimlerde yansıtılmaktaysa da, hoca ya da usta gibi expertise, yetkinlik ve “bizden iyi bilir”lik ima eden terimlerle, ailevi yakınlık çağrıştıran abi, amca, baba gibi deyimler yarışabiliyor.
Baskın Oran, “hoca” ünvanı ile anılanlardan birisi (diğer “hoca”yı da biliyorsunuz zaten). Bence Baskın Oran’a Baskın hoca’dan ziyade Baskın Enişte hitabı daha çok yakışır. Böylece hocalığından ya da beyaz Türk olmasından şikayetçi müstakbel seçmenler de, bulacak başka kusurların peşine düşerler (Bkz: İletişim yayınlarından çıkmış olan, “Dalavere Mehmet’in Bodrum Tarihi” ve “Enişte Gözüyle Bodrum” kitapları). Her ne kadar o eğlenceli anlatılarda kendisini Bodrum’un eniştesi olarak tanımlasa da, ikinci bölgenin eniştesi olma yolunda ilerlemekte gibi gözüküyor. Bu enişte, amca, abi muhabbeti arasında bağımsız sol adaylardan Ufuk Uras’ın ihmal edildiği öne sürülse de, bu durumun ona uygun bir samimi hitap şekli bulunamamış olmasına bağlı olduğunu düşünüyorum. belki yaşlarımızın yakınlığı sebebiyle, kendisine bacanak ya da kayınço demek uygun olabilir, ama bencileyinler nostaljiklerden ziyade, özellikle genç yaşta seçmenlerinin de olacağı umuduyla,
dayı uygun bir akrabalık çağrışımı sayılabilir. Dayıyı, genç, dinamik, evde sıkıldığımız haftasonları alıp bizi lunaparka götüren cinsten bir akraba olarak düşündüm, dayılanan anlamına değil… Baskın enişte ve Ufuk dayı’nın hedefi olan ezber bozmak kolay olmasa da, fikir olarak hoş.
esrari
bir “dayi” olarak, ufuk uras’i “dayi” gormeniz beni uzdu, o bence daha cok “hala” oluyor… dayi, “cogalmacidir”, “hala” yoklamaci.
dayi, daha oldugu gibi kabul edendir, dayinin sistemi her zaman onu bozan birisinin dahline esnekce musaade eder, cogalir, cogalmacidir.
hala, az olsun bizden olsun diye dusunur, daha katidir, sistemin icindekilere yogunlasir, baska sahislar haladan gelmez cokluk, hala herkes yerinde mi diye bakar, yoklamacidir.
🙂
ufuk uras “bu secim bir yoklamadir, kac kisiyiz
onu sayacagiz” demis, bir dayi bunu demez, “gelin yahu, sen de gel” der.
politika, çoğalmak için yapılmaz mı?
Ozgur
Merhaba,
Blogunuzu yeni keşfettim ve keyifle okuyorum.
“muhalif olma sebebi kronik huysuzluktan ibaret olan kesimlerin”
tanımınıza bayıldım, paylaşmak istedim.
Okumaya devam.
Sevgiler.
Ozgur.