‘başkalaşım ise (değişimcilikten) şu farkla ayrılır: hiçbir reçete önermez; topyekun, ani ve sonunun nereye varacağının baştan bilinmediği bir başkalaşma hayal eder. Böyle olunca da, gerek siyasetçinin gerekse teklif sahibi aydının projesi olamaz; olsa olsa sanatçının hayali olabilir’ (Jale Parla ile Remzi kitabevinin bülteninde yapılmış bir röportajdan, I Zileli). nedense burada çok iyi bir ifadesini bulan düşünce yıllar sonra tekrar karşılaştığım çok eski bir sevgili arkadaş gibi geldi. projesi olmak ile hayali olmak arasındaki farkları yıllar sonra hatırlamak içimi ısıttı. diğer yandan arada geçen yıllar ‘hayal gerçekleştirme’ ya da ‘heyecan duyma’ gibi naif sayılabilecek bohemce ruh durumlarını reklam ya da PR sektörünün sürekli ödünç almış olması bu duygumu aşındırıyor.
bohemce demişken, genellikle küçümsenen, işe yaramazlık ya da ‘entel serserilik’ anlamına kullanılan bohem kelimesine Parla’nın yüklediği anlamı da alıntılayayım: ‘kendini sanata (bilime de olabilir) adamış genç yeteneklere Balzac ve Murger’in yakıştırdığı sıfattır. onlar para, pul, statüye önem vermez, tek fikir halinde ideallerinin peşinde koşar, bu uğurda aç ve açıkta kalsalar da vazgeçmezler.’ Bo-bo diye bilinen bohem burjuvalar için aynı şeyleri söyleyebilir miyiz?
hayal’i düşünün; sonunda nereye varacağı belli olmayan, tekinsiz bir yoldan giderken ortaya çıkar. Bo-bo’ların rezervasyonsuz (ya da özel harcama ya da tasarruf kartlarının geçmediği) köfteciye bile gitmediğini düşünürseniz; belirsizliğe tahammül ölçütünü hayaleperest ile proje adamı arasındaki ayrım için kullanabilirsiniz.
deniz günsür
Tarifsiz bir mutluluk aslinda birr fikirden yada hayalden haz alip heyeecan duymak askin ilk kipirti anlari gibi yuregin agzinda gezersin yeni ya da tazecik birrr fikrin varsa ve gerceklesmesine dair azicik bir umudun soylemin ve guvenin varsa iste biz insan denilen varlik bu degil mi bizi diger canlardan ayri kilan
melike
Hayal ile proje arasındaki en temel fark,limitlerdir bence; projelere bir çerçeve çizilmesi zorunluyken,hayaller sonsuz olabilir.
Üstelik hayallere mutlaka ulaşılması da gerekmez;yalnızca hayal edilmeleri bile hayatlarımıza katkı sağlamaları için yeterlidir.
Einsstein’e atfedilen sözdeki gibi…
“Knowledge is nothing,imagine is everything…”