1 Kasım’da Sabancı Üniv’de lise öğretmenleri ve rehber öğretmenlerle yaptığım bir konuşmadan (slaydlarını websiteme ayrıca yükleyeceğim). konu, çocukların farklılıklarının eğitim haklarını kullanmalarına etkilerini nasıl telafi edebiliriz? bu konuda kapsayıcı/içerici (inclusive) eğitim modelleri hakkında konuşan Dr Val Chapman’ın konuşmasını temel alarak yaptığım “tartışma” konuşmasından notlarım aşağıda:
eşitlik, İhtiyaçların karşılanmasındaki eşitliktir.
Farklılıklar, ihtiyaçları ve karşılanma biçimlerini değiştirir.
Herkesi kapsayan bir yaklaşım herkesi kucaklayan ve kimseyi dışarıda bırakmayan bir etki yaratır.
İngilizce’deki «inclusive» karşılığı önerilmiş olan ‘içerici’lik böyle bir içerik taşır.
12-14 yaş
Çocuklar arasında beyin gelişimi ve bu gelişimin ürünü olan zihinsel yetiler ve kontrol becerilerinin gelişim hızı açısından önemli farkların olduğu bir dönem.
Bazı çocukların daha hızlı ve önde gittiği, bazılarının arkadan geldiği bir dönem.
Ancak, bu farkların bir süreliğine olduğu, 14-16 yaş civarında en geriden gelenlerin bile açıkları önemli ölçüde kapattığı düşünülüyor (DEHB’lilerin bir bölümü dahil).
Hem tipik (‘normal’) gelişen, hem de DEHB’si olan çocuklarda kortikal gelişimin, bilhassa prefrontal kortekste, önce belli bir kalınlaşmaya eriştikten sonra incelme ile gerçekleştiğini biliyoruz. Bu erişim önemli ölçüde 12-14 yaş arasındaki bir dönüm noktasına denk geliyor.
DEHB’si olan çocukların yarısına yakınında bu gelişim yaklaşık 3 yıl gecikmeli oluyor.
Daha ilginci, tipik gelişim gösterenler arasında, erkeklerde daha belirgin olmak üzere, gelişimde gecikmeli giden bir çok çocuk var.
Bu biyolojik temelli ve dönemsel farklılıkların kilit rol oynadığı becerilere dayalı sınavlarla (SBS vb) çocukların eğitsel geleceği üzerinde belirleyici olacak kararlar almak ne kadar doğru?
Sınavların daha erken veya daha geç yaşlarda yapılması döneme özgü bu gelişimsel eşitsizliği kısmen de olsa telafi edecektir.
DEHB’li çocuklarda ise, bu açıklar daha da belirgin ve bir bölümünde sürekli nitelikte olduğundan ötürü, sınavlarda ve öğrenme ortamlarında zaman ve mekan kullanımı açısından dikkatteki yetmezlikler hesaba katılmalıdır.
Ülkemizdeki bazı sınavlarda ek süre ve ayrı mekan gibi olanakların tanınıyor olması bu yönde adımlardDEHB’si olan çocuklar düşünülerek sağlanabilecek (ihtiyaçların karşılanmasını eşitleme amaçlı) ‘ayrıcalık’lar, sadece o çocuklara değil herkese yarar getirecektir.
Küçük sınıflarda olmak,
Öğretmenle yakın mesafede ve temasta olma olanağı,
Çocuğun yük kaldırabildiği oranda ödev ve sınavların ‘doz’unun ayarlanması gibi…
mutlulukmutfaktagizlidir
Bilgilendirmeniz için teşekkürler!
Saygılar!
deniz günsür
Bütün bu bilimsel faktörleri ne kadar uzman biliyor yadauyguluyor diye düşündüm bir an??? okullar, organizasyonlar, öğrenmeyi bilmiyor, acı ama çok istemiyorda aslında… farklılıkları keşfetmek öğrencinin ya da çalışanın potansiyeli üzerine kurgulamak zincirleri, belki o zaman gerçek başarıyı yakalayacağız.
melike
Umarım bu yazıyı,DEHB tanısı almış olan çocukların ebeveynlerine,üstelik de çocukların yanında,”bu çocuktan doktor,mühendis olmaz,boşuna beklemeyin” diyen meslekdaşlarınız da okurlar.
Ayrıca,DEHB tanısı alan çocuklara sınavlarda ek süre tanınmasına geçen yıl son verildi;bir yakınımızın oğlundan dolayı biliyorum.
Akıl alır gibi değil ama böyle…