Yeni yıl için yeni bir şey yapmamız gerekir mi? Her şeyin yenisi mi makbul? Belki de, bu yıl köhnemiş, eskimiş sayılan fikirlerin, insanların tekrar canlanacağı bir yıl olur. Belki, yeni saydıklarımız aslında yeni kisvesindeki eskiler, yenilik arayışı ise sadece yerinde duramazlığımızı, huzursuzluğumuzu avutmak için yeni diye yutturduğumuz şeyler.Eski çizgilere bakınca bunu görüyorum. 1988, 1989 ve 1991 aralık aylarının son günü için çizdiğim “kapak karikatürleri”ni o zamanki Cumhuriyet Bilim Teknik ilavesinde yayımlanmıştı. Bugünden 20 yıl öncesinde, benim ruh halim kadar, 1980 sonrasındaki ilk 10 yılın umutla karamsarlık, ne olduğunu anlamaya çalışma sırasındaki şaşkınlık, hayatta kişisel çıkış yollarını bulma çabasıyla bir ideale bağlılığı bağdaştırma gibi herkese özgü sayılabilecek ikilemleri de çizgilerde (veya çiziktirmelerde) görmek mümkün. Bugünkü “liberal aydın” tabiatımın öncüllerini de çizgi ve söz arasında yakalamak kolay. Açıkçası, bir gizleme çabası da yok. Yıllar sonra Noel babaya sorduğum soruya aldığım cevabı gösteren son çizgi ise, herhangi birimizin verebileceği sıradan bir cevap. Yeni bir şey istemekten daha doğal ne var? İşin kötüsü, yeni diye sarıldığımız, ya da yeni diye pompaladığımızın “eski”nin kötü kopyası olmasını ne önleyebilir? Hayatımızı aydınlatacak, karamsarlıkla beklenen 2009’da “iyi ki yaşıyorum” dedirtecek cinsten bir yeniyi ne sağlayabilir? Bu sorulara hazır cevaplar arayanlar yanılır. Cevabı oluşturmak herkesin görevi. Gelecek yıl, güzel bir yıl olsun. Yeni ya da eski…