Yazılarımı niye kolayca yayımlıyorlar, ya da görüşüme başvuruyorlar, diye düşünmüşümdür. Bir çok kişinin aklına gelen (bana yazdıklarından biliyorum) profesör olduğum için torpilli olabileceğim. bu benim bile aklıma gelmiştir. neyse ki, artık emekli statüsüne geçiyorum.
Diğer yandan yaşadıklarım bunun tersinin de doğru olabileceğini düşündürüyor. Bir kere yazılarım öyle kolaylıkla yayımlanmıyor. Daha doğrusu, karşımdakiler istediğinde yazdıklarım yayımlanıyor, ama benim her aklıma gelen, her istediğimi yayımlayacak bir yer öyle hazır beklemiyor.
Üstelik doktor olmam vesilesiyle beni tanımış, doktorluğumdan şu ya da bu sebeple memnun ya da tatmin olmamış insanlar da vardır. bunun sadece bana özgü olmadığını düşünerek rahatlamayı beceremediğim için, bu memnuniyetsizlik oranını düşürmek için didinir, dururum.
son kitabım “söz uçmuş yazı kalmış”a profluk, hatta doktorluk öncesinden kalma gazete yazılarını koyduğumda, yazma kariyerimin tıp kariyerimden eski (daha az başarılı da olsa) olduğunu görmek beniçok rahatlattı.
Bir havaalanı dergisinde benimle bir röportaj ve ardından düzenli yazılarımın yayımlanması tasarlanmıştı. Röportaj yapıldı, sayfa düzenleri yjapıldı. Dergiyi yayının sponsoru holding ya da şirket adına gözden geçiren şirket üst düzey yetkilisi, “bu adama ilişkin hiçbir şey” dergide yer alamaz, deyince, yayıncılar şaşkına dönüp, “ne yapsak?” oldular. Yetkilinin yazıyı sansür gerekçesi, çocuğunu bir kez bana getirip sonuçtan memnun kalmamasıymış. Ya da, büyük gazetelerden birisinde benle ya da kitabımla ilgili bir yazı yayımlanmasına, kendi yönettiği eklerde yer olmayacağını söyleyen kişinin gerekçesi de, yine doktorluğumdan memnunsuzlukla ilgili. Ama haklı, ama haksız. Gördüğünüz gibi doktorluk, profluk bırakın ön açmayı, basbayağı ön kesiyor. ön kestiği de oluyor demeliyim.
bereket versin ki, bu nadiren oluyor. bana kendilerini, çocuklarını emanet eden insanlar ile olan çalışmalardan, bazı aileleri sadece tanımış olmaktan edinimlerim o denli geliştirici ki, bir yol kapansa, bin yol açılıveriyor.
mutlulukmutfaktagizlidir
Yankı Hocam, profesonel bir doktorsunuz, şarlatan değilsiniz!
Bir takım kişilerde yarar göstermek ya da göstermemek büyük oranda o kişinin çabasına ve kapasitesine bağlıdır.Ama bu düşünülmez. Bir günah keçisi aranır.
İş yaşamında da kişisellliğe dökmek profesyonelliğe hiç yakışmıyor ne yazık ki!
Ama bir parantez de açmalıyım kimi zaman deneyimli olmayan doktorlar insana yarardan çok zarar getirebiliyor da!
Saygılar!
IPG
Doktorluğunuzu yorumlamak veya ölçmek haddime değil ancak doktorlarımla ilgili yaklaşımım şöyle : Benim tespitlerimi, teknik ve tıbbi olmayan analiz ve düşüncelerimi kendi teknik dünyasına aktarırken beni küçümsemeden feedback veren veya tam tersi kendi tıbbi dünyasında beni ve sorunumla bağlantılı olanları benim anlayabileceğim lisan ve usulde benimle paylaşıp iletişim kurabilen biri olması beni rahatlatır. İnsan davranışlarına merakı olan biri olarak doktorumla tespit ve düşüncelerimi olabildiğince net paylaşmaya çalışırım, bunun ötesi tamamen doktorun iletişime olan merak ve açıklığıdır. Benden aldığı verileri kendi içinde yorumlayıp feedback vermeye gerek duymayan ve sadece çözüm yöntemine odaklanan doktorlarla her zaman rahat edemediğimi ve belki de kendimi “zaten anblamaz, dolayısıyla anlatmaya çalışmaya gerek yok” statüsünde hissettiğimi söylemem gerekir. Mesleğinizi kıskanan biri olarak bir vesileyle tanımaktan mutluluk duyuyorum. Derslerinizi dinlemek bile ne kadar keyif verirdi diye düşünerek sanırım öğrencilerinizi de kıskandığımı itiraf ediyorum 🙂 syg