”Yaratıcı kişinin yaşamını yönlendiren, etkisi altına alan belki de ona ivme kazandıran şey can sıkıntısıdır. Bu sıkıntıdan kaçınmaksa bizim en önemli ve güç amaçlarımızdandır. Eğlence ise bu sorunu çözemez. Eğlence daha üst düzeyde olduğu sürece geçerlidir. Bu bir spiral gibidir. Yukarı çıktıkça da sıkıntı çemberi daralır. İlerlediğiniz sürece kendinizi eğlendirmek açısından daha kısıtlı seçeneklere sahip olursunuz. Eskiden beni eğlendiren şeyler artık eğlendirici gelmiyor. Sonuç olarak çalışmak güzel şeydir. Çünkü eğlenmek isteyen kişinin son sığınağıdır.”
bu alıntıyı defterime nereden geçirdiğimi unuttuğum için kaynak yazamıyorum.
Steinberg’i bana ilk farkettiren kişi Tan Oral idi. Yıllarca Cumhuriyet’te,şimdilerde de Taraf’ta çizen Tan abi gibi, Steinberg de bir mimar.
Türkçe’de steinberg için iki kaynak: Yaza Çize 1998 İris, Gül-Diken 2003 Yaz Güz.
Steinberg’in çizgilerinin Garanti bankası’nın şirket içi eğitimlerini gerçekleştirdiği Darphane’deki binasının duvarlarına aktarılmış olduğunu görünce, “tamam” dedim. “burası iyi bir yer.” yargılarımızı oluşturmak bu kadar da kolay olabilir bazen. Steinberg’e değer veren birilerinin olduğu bir yerde, kendimi rahat hissetmem, sezgilerin gücüne inanmamın da bir kanıtı sayılabilir.
kütüphanesinin düzenlediği mini bir konferans, daha önce başka bir zamanda da bir eğitim çalışması yaptığım bina hoşuma gitti. kafama göre birkaç insan olduğunu da gördüm. oteller,çalıştığımız kurumlar ya da tercih ettiğimiz çay-kahve yerleri veya lokantalar, tercihlerimizde böyle yer ediyorlar. bir yanımıza hitap ederk.
İpek'ten
Elinize sağlık hocam.
Zaten hayatta nelerden keyif aldığımız, biraz da, ileride neler yapmak ve nerede olmak istediğimiz ile de ilgili diye düşünüyorum.
Yaratıcı olan ve başarılı işler yapmak isteyen kişinin de en büyük eğlencesi çalışmaktır sanıyorum. Asıl çalışmadığında keyifsiz olur.