bugün akşamdaki yazımda kıbrısın, nerdeyse 25 yıldır devam eden kararsız ruh durumundan çıkmışlığını anlatmaya çalıştım. hayatımın 14 ayını geçirdiğim adadaki askerlik yaşantısı zor olduysa da, öğretici ve perspektif değiştirici idi. o güne kadar yoksulluktan sünnet olamamış askerlerin sünnetinden tutun, adada yerleşik yaşlı ingiliz nüfusa doktorluk yapmaya kadar uzanan bir mesleki uygulama… marmite, şeftali kebabı, lamb curry gibi hayatta ilk kez karşılaştığım kıbrıslı ya da “brit” tadlar da cabası. hastanenin olduğu tepebaşı köyünün “bus”çısı salih ya da hasan, sayısız askerlik arkadaşına eklendi. insanlar geçmişi her zaman güzel hatırlar diyen, doğruya yakın… öyle olmasa, en şikayetlendiğimiz dönemlerden birisi olan askerlik, herkesin dilinden düşmeyen bir dönem nasıl olurdu?
blogdaki resimler de o günlerin hatırlatıcıları.