Ergenlerde İntihar Davranışı
Dr. Sebla Gökçe (Çocuk ve Ergen Psikiyatrı)
@seblagokce
1897’de Emile Durkheim intihar (özkıyım)’ı “bir insanın sonucunu bilerek bilerek, doğrudan veya dolaylı olarak kendini ölüme sürüklemesi” şeklinde tanımlamıştır. Edwin Shneidman’a göre ise, “intihar dayanılmaz acıları, ağır sorunları olan, şaşırmış, bozulmuş ve gücü azalmış benliğin çözüm arayıcı bir eylemidir”.
İntihar; bireyin duygusal, ruhsal ya da sosyal sebeplerin etkisiyle kendi hayatına son vermesi olarak tanımlanmaktadır. İntihar davranışı tehdit, düşünce, girişim ve ölümle sonuçlanan eylemleri içerir.
İntihar (özkıyım) eylemi özellikle ergenlik döneminde görülme oranı giderek artmakta olduğundan, üzerinde fazlaca durulması gereken önemli bir medikal ve sosyal bir problemdir. Amerika Birleşik Devletleri verilerine göre her yıl binlerce ergen intihar eyleminde bulunmaktadır. 15-24 yaş arası ölümlerin 3. en sık nedeni olurken, 5-14 yaş arası ölüm nedenleri arasında 6. sırada yer almaktadır. Amerika’da lise öğrencilerinde yapılan bir çalışmada son 1 yıl için ergenlerde intihar düşünce oranı %15.8, intihar planı yapma oranı %12.8 ve intihar girişim oranı %7.8 olarak belirtilmiştir. Ülkemizde 805 lise öğrencisi ile yapılan bir çalışmada ise (Eskin ve ark., 2007) intihar düşünce oranı %23, intihar girişim oranı % 2.5 bulunmuştur.
Ergenlerde intihar; sosyokültürel etmenler, genetik ve biyolojik yatkınlıklar, psikiyatrik bozukluklar ve yaşam şartları ile sosyal desteklerin yetersizliği gibi durumlardan etkilenen bir davranış biçimidir. Ergenlik döneminde intihar davranışı için risk etkenlerini araştıran çalışmalar, önceki intihar girişimleri, hastalık, aile içi şiddet, sıkıntı verici yaşam olayları ve madde kötüye kullanımı gibi bir dizi etken üzerinde durmaktadır. Boşanma, işsizlik ya da göç gibi etkenler toplumsal bağları bozarak intihar davranışına zemin hazırlayabilir. İntihar girişiminde bulunan ergenlerin ailelerinde yüksek oranlarda intihar davranışı, alkol ya da madde kullanımı ve duygulanım bozukluğu olduğu saptanmıştır. İntihar girişiminde bulunan ergenlerin %80’inde psikiyatrik bozukluk tanımlanmaktadır. Toplumda, hastane örneklem gruplarında ve psikolojik otopsi çalışmaları sonucunda en sık rastlanan 3 tip bozukluk; duygudurum bozuklukları, yıkıcı davranım bozukluğu ve madde kötüye kullanımıdır. Yine ülkemiz verilerine göre psikiyatri acillerine intihar girişimi sebebi ile başvuran ergenlerin çoğunluğunu kızlar oluşturmaktadır. Bunun sebebinin ise kız ergenlerin psikososyal ve çevresel faktörlerden daha fazla etkilenip toplum baskısını daha fazla hissediyor olmaları düşünülmektedir. İntihar girişiminde bulunan erkek ergenlerde davranım bozukluğu ve alkol kötüye kullanımı, kızlarda ise depresyon en sık konulan tanılardır. Daha önceki intihar girişiminin varlığı ise intihar girişiminin tekrarlayacağının en belirgin habercisi olarak bilinmektedir. Ergenlerde en sık görülen intihar eylem şekli aşırı dozda ilaç alımı yolu ile gerçekleştirilmektedir.
İntihar davranışı ile umutsuzluk arasındaki ilişki erişkinlerle yapılan çalışmaların çoğunluğunda gösterilerken, depresif olmayan ergen intiharlarının umutsuzlukla ilişkisi bazı çalışmalarda zayıf kalmaktadır. Bu da ergen intihar davranışlarının daha çok tehdit içerikli olması, sorunlu ilişki yaşanılan kişiyi üzme, cezalandırma, intikam alma isteğinin olması ve çoğunluğunun dürtüsel şekilde intihar davranışında bulunuyor olmasıyla ilişkilendirilebilir. İntihar girişiminde bulunan ergenlerin en sık öfke, suçluluk, utanma, çaresizlik duygularını yaşadıkları bilinmektedir. Bütün bu duyguların altında yatan birincil sebep ise yoğun stres, belirsizlik, karmaşıklık içinde kalmış ergenin kendisine, ailesine, çevresine yetememesi, yetersizlik hissetmesidir.
İntihar düşünceleri, davranışı altta yatan sebepler tedavi edilebilir psikiyatrik durumlardır. Ergenin ihtiyacı durumun, duyguların anlaşılması, tanınması, çözümlenmesidir.
Uyku, yemek alışkanlıklarında belirgin değişiklikler, arkadaşlarından, aileden, günlük aktivitelerinden uzaklaşma, şiddet içerikli, isyankar davranışlar, kaçışlar, alkol, madde kullanımı, özbakımda azalma, yoğun sıkıntı hissi, dikkat problemleri, akademik başarısızlıklar, fiziksel şikayetlerde artış (baş ağrısı, mide ağrısı, karın ağrısı), halsizlik, daha önce zevk aldığı aktivitelere karşı ilgisizlik gibi belirtilerin varlığına karşı aileler duyarlı olmalı ve psikiyatrik yardım almalıdırlar.
Ergenlik çocukluktan vazgeçip erişkinliğe geçiştir. Gerçeklikle yüzleşmedir, bocalamadır, çabalamadır, anlaşılamama, anlayamamadır, karmaşadır, denemedir, yanılmadır, başarmaktır, kaybetmektir, değişimdir, çelişkidir, ilişkidir, etkileşimdir, gelişimdir, yinelemedir, yenilemedir, belirsizliktir, yetersizliktir, amaçtır, amaçsızlıktır, var olmaya çalışmaktır… Bu kadar yükü bir arada taşımak çok zordur büyüyen minik bir bedende. Duygular inişler, çıkışlar şeklinde yoğunlaşmış şekilde uçlarda yaşanabilir ergen benliğinde. Tutunmaya çalışır, tutkuyla bağlanır bazen kendine, yaptıklarına, çevresindekilere, hayata, bazen koparmaya çalışır bağlarını, savrulur, dağılır rüzgarlarla, dalgalarda. Bağları kuvvetliyse kendiyle, sardıklarıyla onu sarmalayanlarla, dalgakıranları sağlamsa, önünde görebildiği tamamlanmış resimler varsa, kolay bulur yolunu, birleştirir parçalarını, sıkıca tutunabilir sonra hayata…
Kaynaklar
Akın, E. (2010). 12-18 yaşlardaki ergenlerde intihar girişimleri: Kliniğe başvuran bir grupta psikiyatrik tanı, sosyodemografik ve psikososyal özelliklerin değerlendirilmesi (Uzmanlık Tezi). İstanbul.
American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, 2013.
Beck, A. T., Brown, G., Steer, R. A. (1989). Prediction of eventual suicid in psychiatric inpatients by clinical ratings of hopelessness. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 57, 309-310.
Beck, A. T. & Weishaar M. E., (1990). Suicide risk assessment and prediction. Crisis: The Journal of Crisis Intervention and Suicide Prevention, 11, 22-30.
Eaton, D. K., Kann, L., Kinchen, S., Shaklin, S., Flint, K. H., Hawkins, J., Harris, W. A., Lowry, R., McManus, T., Chyen, D., Whittle, L., Lim, C., Wechsler, H., Centers for Disease Control and Prevention (CDC), (2012). Youth Risk Behaviour Surveillance-United States, 2011. Morbidity and Mortality Weekly Report Surveillance Summaries, 61 (4), 1-162.
Eskin, M., Ertekin, K. ve Dereboy, Ç. ( 2007). Risk factors for and protective factors against adolescent suicidal behaviour in Turkey. Crisis: The Journal of Crisis Intervention and Suicide Prevention, 28 (3), 131-139.
Kazdin, A., French, N., Unis, A., (1983). Hopelessness, depression and suicidal intent among psychiatrically disturbed inpatient children. Journal of Abnormal Psychology, 94, 298-307.
National Center for Health Statistics. Vital statistics of the United States, 2. Mortality-Part A U.S. Government Printing Office, 1968-1991.
National Center for Health Statistics, (1993). Advance report of final mortality statistics, 1991. Hyattsville, MD: US Public Health Service. Monthly Vital Statistics Report, 42 (2).
Sayar, Kemal ve Acar, Burçin (1999). Psikofarmakolojik ajanlarla yapılan intihar girişimlerinde risk etkenleri. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 9 (4), 208-12.
Shneidman, E. S. (1985). Definition of Suicide. New York, NY: Wiley.
Yektaş, Ç., Bildik, T., Özbaran, N. B., Sezen, K. Ö. S. E. & Erermiş, S. (2014). Depresif kız ergenlerde intihar davranışının klinik özellikleri. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi, 21 (1).